11 Nisan 2022 Pazartesi

Yaşam Biçimi ve Mimari

 

Yaşam Biçimi ve Mimari

Mimarların Yaşam Biçimlerine Etkisi

Genişleyen insan yerleşimlerinin büyüklüğüne tekabül edecek türden bir mimari sentez olmalı. Mimar, yaşam biçimleri, yaşama sanatı, inşaat ve üretim ihtiyaçları hakkında yeni fikirlerin geliştirildiği endüstri, hükümet ve araştırma ve eğitim merkezlerine katılmalıdır. Bu şekilde mimari yaratım, mimarın henüz aşina olmadığı, ama eğer amaçlarına ulaşmak istiyorsa, kendisini tanıması gereken bir düzeyde etkilenecektir. Fizik ve sosyal bilimlerin sağladığı bilgilerden yararlanabilmesi için şu anda sahip olduğundan çok daha geniş bir eğitim alması gerekir. Bu amacı gerçekleştirmeye yönelik bir girişim, ekonomik, sosyal, politik ve idari bilimleri, teknolojiyi ve estetiği tek bir tutarlı bütün halinde sentezlemeyi öneren "ekistik" veya insan yerleşimleri bilimi aracılığıyla yapılmaktadır. 

Yeni insan yaşam alanı türü artık geçmişin durağan kentinin kalıbına dökülemez, önceden var olan kentlerin çevresinde her yöne yayılan, günümüzün dinamik yerleşimlerinden sonra biçimlendirilmelidir. Böyle dinamik olarak değişen bir çerçevenin statik mimariyle çatışmaya girmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle yeni şehirlerimizi statik olacak, ancak tekrarlanabilecek, böylece büyümeye izin verecek temel bir hücre kullanarak inşa etmemiz gerekiyor. Böyle bir hücre, boyutları hem gerçek insan ihtiyaçlarına hem de geçmiş kentin boyutlarına tekabül edecek olan "insan topluluğu"nu temsil edecektir. Alanı 2.000 metrekareyi geçmemeli ve nüfusu 50.000 kişi ile sınırlandırılmalıdır. Bu tür topluluklar içinde mimari ve mimari mekan, hızlı hareket eden makinelerin kentsel yaşamımıza getirdiği müdahalelerden etkilenmeden değerlerini koruyabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder