Tatil Rehberi blog sayfamızda sizler için tüm dünyayı geziyor ve gördüklerimizi size aktarıyoruz.
31 Ağustos 2019 Cumartesi
Bodrum Mavisi
Bodrum bir öncüydü. Biçime takılmadan, denizin ortasında ya da kıyısında özgür ve sade bir yaşamın simgesiydi. Müzik yapılan, kitap yazılan, balığa çıkılan, sorgusuz sualsiz rüzgara kaptırılan, keşiflere yelken açılan bir yerdi. Parıltılı terliklerle değil sandaletlerle dolaşılır, siyah gömlekler yerine krem rengi, tiril tiril buldanlar giyilirdi. Çarşısında minik dükkanlar, gerçek barlar vardı. Barlar sokağa taşar, müzikler Akdeniz'e uzanır, cin-toniğin içine bir dilim yeşil mandalina atılır, turistlerle yerliler kaynaşır, hayat yenilenirdi. Hadigari'ye gi dilirdi, manzarası olmasa da ruhu vardı. Tahta bar taburelerinde herkes rahattı. Sabah erkenden, Yunuslar'dan alınan poğaçanın yanında, Denizciler Kahvesi'nde çay içilirdi.
Kaldığım Bodrum evinin begonvilli penceresinden, gece dışarı bakarken bunlar geçti aklımdan. Halikarnas Balıkçısı, sürgüne gönderildiği yerin güzelliğinin hep farkında oldu ve Bodrum'un gerçek değerini ortaya çıkarmak için çok uğraştı. Dünyanın yedi harikasından biri olan ve birçok parçası, askerı kraliyet gemisiyle British Museum'a götürülen Halikarnasos Mausoleionu'nu geri istemek için Kral Edward'a yazdığı mektup ta, "Bu tapınak ancak Halikarnas denizinin mavisiyle güzeldir, onu bize iade edin" diyordu. Kral Edward'ın cevabıysa, "Evet, çok haklısınız; bu yüzden biz de tapınağın bulunduğu salonun duvarını Bodrum mavisine boyamaya karar verdik" oldu.
30 Ağustos 2019 Cuma
Milas - Çomakdağ Düğünleri
"Kız evi olacak" dedikleri, meydandaki, taş evde, rafta vesikalık bir fotoğraf duruyor. Genç kız, boynundaki altınlarla birlikte çektirmiş fotoğrafı. Kızlar, ancak evlendikten sonra, altınların dizildiği ve "sakındırak" dedik leri, gerdandan geçen boncuklu bağla sağlamlaştırılan, bu özel başlıkları giyiyorlar. Üzerine de, dokuttukları ipek başörtüsünü sarıyorlar. Fatma Hanım' ın, "Sizi misafir edip, salonumu göstermek isterdim ama şu anda böcek dolu" demesine önce anlam veremiyorum. Meğerse, geleneksel ipek kıyafet dokutmak için, evinde hala ipekböceği yetiştiriyormuş. Evinin önünden bir sonraki geçişimde, böcekleri topladığını söylüyor. Rafında bakır kaplar duruyor, "Eskiden düğün davetiyesi yerine, yakın dostlara ve akrabalara elbise kumaşı, ayakkabı gönderilir, karşılığında da düğün hediyesi olarak, bakır kaplar gelirdi. Daha az samimi olanlaraysa, havlu gönderilir, karşılığında tepsi, çanak ve duvar saati gibi eşyalar gelirdi" diyor.
Çomakdağ'ın meydanındaki çay bahçesinde, derin bir sohbet var. Düğünler, turizme açılacakmış. Tabii, dört gün sürmeyecek, misafirlere kısaltılmış olarak sunulacakmış. İyi bir fikir mi, emin değilim. Kadınların, yemenilerine iliştirdikleri bir dal fesleğenin doğallığına gölge düşmesin yeter...
29 Ağustos 2019 Perşembe
Bafa Gölü Hatırası
O akşamüstü, odamın önündeki bir tarafı göle bir tarafı da köye bakan küçük terasta otururken, uzaktan garip bir müzik sesi duydum. Sese doğru yürüyünce, evinin bahçesinde, su borusunu üfleyerek müzik yapmaya çalışan, dokuz yaşındaki Nuri'yle karşılaştım. Okuldan yeni dönmüştü. Annesiyle babası, kıyıdaki balık restoranını işletiyormuş. Ben yoluma devam ederken Nuri, evinin karşısındaki tepenin üzerinde, dimdik ayakta duran Atena Tapınağı'na doğru, bir deneme daha yaptı. O anda, gümüş rengindeki Bafa'nın kıyısındaki Kapıkırı'da, Nuri'nin borusundan çıkan bu melodiden başka hiçbir ses yoktu.
28 Ağustos 2019 Çarşamba
Roma hamamlarında yaşam...
27 Ağustos 2019 Salı
Pamukkale'de Nerede Yenir?
Pamukkale Termal
Klasik bir Pamukkale deneyimi... Aynı zamanda Pamukkale'nin klasik fotoğraflarından biri... Bu suya girmeyen, Pamukkale'ye gittim demekte zorlanabilir. Yeşilliklerle çevrili, yazın serin, kışın ılık bu termal suya turistler bayılıyor. Kafe-barı var... 08.00-19.00 saatleri arasında açık.
Pamukkale, 0258 272 20 24
Motel Mustafa Restaurant & Bar
Mustafa ve Ayten Serter'in işlettiği, temiz bir pansiyon-restoran-bar. Ayten Hanım, ahşap restoranında, ağırlıklı olarak vejetaryen yemekler yapıyor. Dolma, ıspanak, pırasa ve Korelilerin favorisi acılı yemekler denemeye değer.
Motel Mustafa Restaurant & Bar
Mustafa ve Ayten Serter'in işlettiği, temiz bir pansiyon-restoran-bar. Ayten Hanım, ahşap restoranında, ağırlıklı olarak vejetaryen yemekler yapıyor. Dolma, ıspanak, pırasa ve Korelilerin favorisi acılı yemekler denemeye değer.
Pamukkale, 0258 272 22 40
Pamukkale Antik Restaurant
Traverten ve Pamukkale manzarası, açık büfe Türk ve dünya mutfaklarıyla, daha çok büyük turist gruplarının ağırlandığı bir restoran.
Traverten ve Pamukkale manzarası, açık büfe Türk ve dünya mutfaklarıyla, daha çok büyük turist gruplarının ağırlandığı bir restoran.
Pamukkale, 0258 272 20 36
Karahayıt Kasabası
Travertenlere 7 km mesafede, dört ve beş yıldızlı otellerin olduğu Karahayıt kasabası var. Buradaki dar, tek ana caddede, daha çok otantik, yer sofralarıyla döşenmiş gözleme evleri var. Bazıları kahvaltı da veriyor . Arka sokaklarda pansiyonlar bulunuyor. Restoranlar, genelde temiz ve aileler tarafından işletiliyor. Bunlardan bazıları; Hala'n ın Yeri, Sinan Restaurant Çay Bahçesi, Şahin ızgara, Turkuaz Börek Evi, Sultan Sofrası, Öztürk Cafe-Restaurant, Kaltur Restaurant...
Karahayıt Kasabası
Travertenlere 7 km mesafede, dört ve beş yıldızlı otellerin olduğu Karahayıt kasabası var. Buradaki dar, tek ana caddede, daha çok otantik, yer sofralarıyla döşenmiş gözleme evleri var. Bazıları kahvaltı da veriyor . Arka sokaklarda pansiyonlar bulunuyor. Restoranlar, genelde temiz ve aileler tarafından işletiliyor. Bunlardan bazıları; Hala'n ın Yeri, Sinan Restaurant Çay Bahçesi, Şahin ızgara, Turkuaz Börek Evi, Sultan Sofrası, Öztürk Cafe-Restaurant, Kaltur Restaurant...
26 Ağustos 2019 Pazartesi
Kuşadası'na Nasıl Gidilir ve Kuşadası Plajları
ü
İzmir-Kuşadası 90 km.
Kuşadası plajları Şehir Plajı
Kuşadası'nın içinde, kıyı şeridinde.
Güvercin Ada Plajı
Özel bir plaj. Ege'nin derin ve temiz sularını sevenler için...
Yılancıburun Plajı
Güvercin Adası'nın arkasında ki yarımada üzerinde.
Kadınlar Plajı
Kuşadası'nın en popüler plajı. Kuşadası merkezden beş dakikada bir kalkan minibüslerle ulaşmak oldukça kolay.
Kuştur Plajı
Deniz sörfü, ski ve parasailing ... Kuşadası -Selçuk karayolunun 6. km'sinde. Şehir içinden minibüslerle de gitmek mümkün.
Tusan Plajı
Kuştur Plajı'nın hemen yanında. Su sporlarıyla ünlü. Şehir içinden minibüsler kalkıyor.
İzmir-Kuşadası 90 km.
Yeni açılan Aydın otoyolundan Torbalı-Selçuk yönünde 90 dakikada Kuşadası'na varılıyor. Otoyol üzerinde, Selçuk çıkışından ayrılmak gerekiyor.
İstanbul'dan gelenler için, İDO'yla Bandırma'dan Balıkesir-Manisa-İzmir üzerinden Kuşadası'na gidiliyor. Bandırma-Kuşadası 350 km. Ayrıca Varan Turizm'in Bandırma üzerinden, İDO bağlantılı, İstanbul-İzmir arasında otobüs seferleri de var. Ankara'dan, Afyon-Salihli-İzmir üzerinden Kuşadası 665 km.
İstanbul'dan gelenler için, İDO'yla Bandırma'dan Balıkesir-Manisa-İzmir üzerinden Kuşadası'na gidiliyor. Bandırma-Kuşadası 350 km. Ayrıca Varan Turizm'in Bandırma üzerinden, İDO bağlantılı, İstanbul-İzmir arasında otobüs seferleri de var. Ankara'dan, Afyon-Salihli-İzmir üzerinden Kuşadası 665 km.
Kuşadası'na en yakın havaalanı İzmir Adnan Menderes Havaalanı, Kuşadası'na uzaklığı 80 km; İzmir'e gelip garajdan Kuşadası otobüslerine ya da havaalanından taksiye binmek gerekiyor.
Kuşadası plajları Şehir Plajı
Kuşadası'nın içinde, kıyı şeridinde.
Güvercin Ada Plajı
Özel bir plaj. Ege'nin derin ve temiz sularını sevenler için...
Yılancıburun Plajı
Güvercin Adası'nın arkasında ki yarımada üzerinde.
Kadınlar Plajı
Kuşadası'nın en popüler plajı. Kuşadası merkezden beş dakikada bir kalkan minibüslerle ulaşmak oldukça kolay.
Kuştur Plajı
Deniz sörfü, ski ve parasailing ... Kuşadası -Selçuk karayolunun 6. km'sinde. Şehir içinden minibüslerle de gitmek mümkün.
Tusan Plajı
Kuştur Plajı'nın hemen yanında. Su sporlarıyla ünlü. Şehir içinden minibüsler kalkıyor.
25 Ağustos 2019 Pazar
EFES HATIRASI
İşte yıllardır görmeye can attığım evlerin içindeyim. Evler yamaçlara yerleştirilmiş, belliki hepsinden deniz görünüyordu . Her duvarda, her taşın altında Romalıların nasıl yaşadığına dair ipuçları var. Hayal gücümü Cengiz Bey'in verdiği bilgilerle destekliyorum; "Bak, nasıl bizde mefruşat, perde, halı var, Romalılarda da evin süsü belli ki, duvardaki freskler ve yerdeki mozaiklerde. Şu duvara bak, duvar kağıdı gibi, yenilik yapmak istendikçe eskisinin üzerine yeni duvar resmi yapılmış."
Hiç arkeoloji ve tarih sevmesenizde, Efes'e ve bu yamaç evlere kayıtsız kalamazsınız. Efes, Antikçağ'ın en ünlü şehirlerinden biriydi. Bugünde dünya üzerinde, gezenlerin büyülendiği ve seyahatlerinin doruk noktası olduğunu söyledikleri bir yer. Örneğin, Yunanistan'da, birçok tarihi yer gezmiş olan turistler, tüm Yunanistan'da gezdikleri arkeolojik kalıntıların toplamının Efes kadar olmadığını söyler.
Efes'te 2000 yıl önceki, mermer caddelerden geçen at arabalarını, mozaik kaldırımlarda togalarını ve sandaletlerini giymiş Romalıları, caddenin iki yanında yamaçlara kurulmuş fresk ve mozaiklerle bezenmiş evleri hissedebiliyorsunuz.
Bu büyülü kapıdan girebilmek için turistin tek anahtarı rehberdir. Rehberin, turistin gözünde bir yeri nasıl canlandırdığı, sorulara verdiği cevaplar önemlidir. Çünkü gemilerle günübirlik gelen turistlerin Türkiye hakkında çok az bilgi si vardır. Bazen buradan ayrılırken hala bir Yunan adasında olduklarını sanır bu insanlar.
Efes'in Kuretler Caddesi'nden iniyorum . Bu caddenin sonundaki Celsus Kütüphanesi beni hep büyülemiştir.
24 Ağustos 2019 Cumartesi
Çekül Çevre ve Kültür Evi
Birgi'nin gönüllü turizm elçisi ve Çekül Vakfı sorumlusu, ressam-arkeolog Emin Başaranbilek'ten Birgi'yi dinleyebilmek büyük şans. Birgi' deki kültür, sanat ve bilim hareketlerinin merkezi olan Çekül Çevre ve Kültür Evi, Birgi'ye katkıda bulunmak isteyenleri ağırladığı gibi buraya gezmeye gelenleri de bilgilendiriyor. Mimar Sinan Üniversitesi ile Çekül Vakfı'nın işbirliği sonucu, Birgi'de isteyen ev sahiplerine ücretsiz restorasyon projesi çiziliyor. Vakıfta ahşap boyama ve el sanatları kursları veriliyor, tarımdan kültüre konferanslar ve etkinlikler düzenleniyor. Salı hariç her gün, 09.00-18.00 saatleri arasın da açık, 0232 531 55 80.
23 Ağustos 2019 Cuma
ÇEŞME - ALAÇATI'DA NEREDE NE YENİR?
Dost Pide
TSE belgeli bu pideciye uğramak bir Çeşme klasiğidir. Kıymalı, kuşbaşılı ve ıspanaklı pideleri ve kiremitte köfteyi kesinlikle denemelisiniz. Sakızlı muhallebi ve tahinlı pide yemeden masadan kalkmayın. 24 saat açık. Şifne Cad. No: 27
Ilıca, 0232 723 20 59
Şen Turşucu
35 yıldır turşuda Çeşme'nin ve belki de Ege Bölgesi'nin en önemli ismidir. Çeşmeliler, seyyar turşucu Özdemir'in hangi saatte nerede olduğunu bilir ve ona göre yollarını değiştirirler. Amerika'dan memlekete gelenler Şen Turşucu diye sayıklar. Turşularını üzerinde kestiği tertemiz mermer tezgahıyla ve turşu yapımında sirke yerine limon kullanmasıyla ün salmıştır. Kesin olan bir şey varsa, o da Şen Turşucu müşteri peşinde değil, müşteriler Şen Turşucu'nun peşinde koşar.
Şen Turşucu
35 yıldır turşuda Çeşme'nin ve belki de Ege Bölgesi'nin en önemli ismidir. Çeşmeliler, seyyar turşucu Özdemir'in hangi saatte nerede olduğunu bilir ve ona göre yollarını değiştirirler. Amerika'dan memlekete gelenler Şen Turşucu diye sayıklar. Turşularını üzerinde kestiği tertemiz mermer tezgahıyla ve turşu yapımında sirke yerine limon kullanmasıyla ün salmıştır. Kesin olan bir şey varsa, o da Şen Turşucu müşteri peşinde değil, müşteriler Şen Turşucu'nun peşinde koşar.
0532 490 19 73
Alaçat
Ayşenur Hanım'la İzmir Amerikan Kız Koleji'nden arkadaşı Destina Hanım, tahta mobilyaları boyarken, koyacak yer kalmamış olmalı ki, Alaçatı'nın girişinde doğanın ortasında, şirin bir kafe açmışlar. Kahvaltıları meşhur, zeytinyağlı çeşitleri var, yumurtaları kümesten, domatesle biberi kendileri yetiştiriyor, reçelleri kendileri yapıyor. Üstelik mangala da bekliyorlar. Çamlık Yol No: 22
Alaçat
Ayşenur Hanım'la İzmir Amerikan Kız Koleji'nden arkadaşı Destina Hanım, tahta mobilyaları boyarken, koyacak yer kalmamış olmalı ki, Alaçatı'nın girişinde doğanın ortasında, şirin bir kafe açmışlar. Kahvaltıları meşhur, zeytinyağlı çeşitleri var, yumurtaları kümesten, domatesle biberi kendileri yetiştiriyor, reçelleri kendileri yapıyor. Üstelik mangala da bekliyorlar. Çamlık Yol No: 22
Alaçatı,0232 716 79 44
Yusuf'un Yeri
llıca'ya 3 km uzaklıkta Şifne Koyu'na bakan, baba Yusuftan oğlu Ali'ye ondan da torun Yusufa geçen sakin bir balık lokantası. Güleryüzlü oğul Ali hala mutfakta balıkların başında, torun Yusuf serviste. Şifne Termal Otel ' e yakın olan lokantanın hemen yanında Ali Bey'in ablasının işlettiği yan yana odalardan oluşan tek katlı pansiyonda, komşuluklar kuruluyor. Şifne Mevkii,
Yusuf'un Yeri
llıca'ya 3 km uzaklıkta Şifne Koyu'na bakan, baba Yusuftan oğlu Ali'ye ondan da torun Yusufa geçen sakin bir balık lokantası. Güleryüzlü oğul Ali hala mutfakta balıkların başında, torun Yusuf serviste. Şifne Termal Otel ' e yakın olan lokantanın hemen yanında Ali Bey'in ablasının işlettiği yan yana odalardan oluşan tek katlı pansiyonda, komşuluklar kuruluyor. Şifne Mevkii,
Alaçatı, 0232 717 10 41
İmren
40 yıldan beri aynı yerde hizmet veriyor. Menüde klasik Türk mutfağı yemekleri var. Çeşme'de benzerine zor rastlanan lokantanın yemekleri, bol, ucuz ve lezzetli. 12.00 ile 24.00 saatleri arasında açık. inkılap Cad. İş Bankası karşısı,
İmren
40 yıldan beri aynı yerde hizmet veriyor. Menüde klasik Türk mutfağı yemekleri var. Çeşme'de benzerine zor rastlanan lokantanın yemekleri, bol, ucuz ve lezzetli. 12.00 ile 24.00 saatleri arasında açık. inkılap Cad. İş Bankası karşısı,
0232 712 76 20
22 Ağustos 2019 Perşembe
EKHO VE NARKİSSOS AŞKI
21 Ağustos 2019 Çarşamba
URLA VE ADALARI
Urla'nın civarında, 12 küçük ada var. Bunlardan, Uzunada ve Hekim Adası, askeri amaçlı kullanılıyor. Alman Adası olarak da bilinen ve güzel bir plajı olan Yassıca Ada, turizme açık. Yaz aylarında, hafta sonları, İzmir Karşıyaka'dan, Konak'tan ve Urla İskelesi'nden, buraya günü birlik tekne seferleri yapılıyor. Adalar içinde, en ilginç olanı, kuşkusuz Karantina Adası. Klazomenai halkının, Pers saldırılarından korunmak için kaçtığı ada, Büyük İskender zamanında bir yolla karaya bağlanmış. Bugün, Urla İskelesi'nden adaya uzanan asfalt yol boyunca, denizin içindeki, MÖ 111.yüzyıla ait antik yolun kalıntıları görülüyor. Hatta balıkçılar, kalıntıların üzerine çıkıp balık avlıyor. Şnorkelle dalındığında, su altındaki antik kent kalıntıları belirgin. Karantina Adası' nın üzerinde bir otel, bir plaj, bir mağara ve Klazomenai kentinin kalıntıları var. Adanın kuzey burnunda, Antikçağ'a ait, 5000 kişilik bir tiyatro var. Adada, Urla' daki Aya Yorgos Kilisesi'ne kemerli bir dehlizle bağlı olan, Ayos Yoanis'e adanmış bir katakomp (yeraltı mezarlığı) olduğu da biliniyor. Bu yapı, Anadolu'daki en eski Hıristiyan katakombu kabul ediliyor. Çam ve palmiye ağaçlarıyla kaplı adanın etrafını, yarım saatte yürümek mümkün. Adanın asıl önemi, 1865'te, Osmanlıların Fransızlara yaptırdığı Taaffuzhane' den (sağlık koruma yeri) geliyor. Karantina adı da, buradan kaynaklanıyor. Buraya ulaşan, gerek ticari amaçlı gerekse hacdan dönen bütün gemilerin mürettebat ve yolcuları, sağlık kontrolünden geçiriliyordu. Amaç, kolera, veba, çiçek, sarı humma gibi salgın hastalıkların ülkeye girmesini engellemekti. Gemiler, adanın açıklarında demirler, yolcular, küçük teknelerle, Taaffuzha ne'ye getirilirdi. İki bölümlü Taaffuzhane'de, yolcular önce ilaçlı sularla duş yaptırılır, bu arada eşyaları ve çamaşırları, 360 derece dönebilen dolaplarla ikinci bölüme gönderilerek, buradaki üç büyük kazanda, 110 derecelik buharla sterilize edilirdi. Yolcular, 15 gün tecrit odalarında tutulurdu. Eğer gemide, hasta bir yolcu varsa, o gemi karantinaya alınırdı. Belirli bir gözetim sürecinden sonra, herhangi bir salgın hastalığa rastlanmazsa, atlı bir haberci İzmir valisine müjdeyi verir, vali de haberciyi bir kese altınla ödüllendirirdi. Bugün hala o dönemde kullanılan duşlar, buhar kazanları ve dolaplar binada bulunmasına rağmen, burası henüz ziyarete açılmadı.
20 Ağustos 2019 Salı
İZMİR' DE BUNLARI MUHAKKAK YAPIN
- Sabah erken, Pasaport Kahve- si'nde çay içip, boyoz ve katı yumurta yemek.
- Gün batımında vapurla Karşıyaka'ya geçmek.
- Oteller Sokağı'nın yalnızlığında dolaşmak.
- Kordonboyu'ndaki yeni gezinti yerlerinin tadını çıkarmak.
- Kadifekale'den yürüyüp agoraya inmek.
- İzmir'in ünlü pastanelerinin pastalarını tatmak.
- Konak Meydanı'nda "İzmir hatıra sı" olacak bir fotoğraf çektirmek.
- İzmir'in hareketli gece hayatına katılmak.
- Eski Buca evlerinin olduğu sokaklarda dolaşmak.
- Olmadık bir saatte, Bilal İnci'de ya da Topçu'da sayısız çöp şiş ve iyi kızarmış soğan yemek.
- Kemeraltı'ndaki Tarihf Börekçi'nin duvarlarında asılı eski İzmir fotoğraflarına bakmak.
- Agora Kıraathanesi'nde mola vermek.
- Sivilalipaşa Şadırvanı'nda esnafla sohbet etmek.
- İzmir'e trenle gitmek.
- Sokaktan İzmir gevreği (simit) satın almak.
- Asansörden izmir'e kuş bakışı bakmak.
- Kemeraltı'nda geçmişin izlerini aramak.
- Kestane Pazarı'ndan kestane satın almak.
- Ünlü bir balık lokantasında, ızgarada çipura yemek.
- Kızlarağası Hanı'nın avlusunda oturmak.
- Kordonboyu'ndaki birahanelerde bira içip sosis yemek.
- Yazın bardacık (taze incir) yemek.
- Muzaffer İzgü ve Gazi Kadınlar sokaklarında dolaşmak.
19 Ağustos 2019 Pazartesi
KÜTAHYA' DA NEREDE KALINIR
Kütahya'da gönül rahatlığıyla kalınabilecek bu termal otel, kent merkezinde bulmakta zorlanacağınız tüm konfora sahip. Doğanın içinde sessiz bir ortamda, bir gece için bile olsa, dinlendirici tüm koşulları sunuyor. Otelin suyunun yer altından çıkış sıcaklığı 42 derece ve oteldeki bütün odalarda, ortak kullanılan havuzlarda ve tedavi merkezlerinde bu sudan yararlanılıyor. Otelin bitişiğinde, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi var. Sağlık Bakanlığı'ndan kaplıca ve kür merkezi ruhsatlı. Kirazlı Dağı eteklerindeki Yoncalı Kaplıcaları, Kütahya-Tavşanlı karayolu üzerinde, kente 16 km mesafede.
Yoncalı, Kütahya,0274 249 42 12
Hotaş Hotel
Kent merkezinde kalınabilecek en ıyı seçeneklerden... Otelin, Türk hamamı ve saunası var. Yenileniyor, o yüzden yeni odalarından isteyin . Menderes Bul. No: 5
Kütahya,0274 224 20 24
Erbaylar Otel
Kent merkezinde. Üç yıldızlı otelin bar-restoranı var. Afyon Cad. No: 14
Erbaylar Otel
Kent merkezinde. Üç yıldızlı otelin bar-restoranı var. Afyon Cad. No: 14
Kütahya, 0274 223 69 60
Gül Palas
Kent merkezinde, televizyonlu odaları var.
Gül Palas
Kent merkezinde, televizyonlu odaları var.
Kütahya, 0274 216 17 59
Otel Köşk
Çarşıya yakın, büyük odaları var. Ekonomik konaklamak isteyenler için.
Otel Köşk
Çarşıya yakın, büyük odaları var. Ekonomik konaklamak isteyenler için.
Kütahya, 0274 216 20 24
18 Ağustos 2019 Pazar
KULA VOLKANİTLERİ VE CARULLAH BİN SÜLEYMAN CAMİİ
Kula Volkanizması'nın en genç oluşumu, terk edilmiş olan Çakallar köyünün bulunduğu tepenin yamacı... Burada bir cüruf ocağında çalışmalar sırasında, 10-12 bin yıl öncesine ait ayak izleri, prehistorik araştırmalarda, dünya çapında bir buluntu. O dönemde buradan geçen üç kişiye ait ayak izleri, ayrıca bir hayvana ve yere konan bir eşyaya ait izler var. Bu bölge bugün sit alanı. 1969'da sayısı 200 olarak belirlenen ayak izlerinden bugün ancak 10-12 ta nesi yerinde görülebiliyor. 60 kadarı Ankara Maden Tetkik Arama Enstitüsü içindeki Doğa Tarihi Müzesi'ne taşınmış. Çalınan ayak izlerinden bazıları Amsterdam Doğa Tarihi Müzesi'nde bulunuyor. Köylerdeki evlerde bazen süs eşyası olarak bile kullanıldığı da biliniyor. Kula-Uşak yolu üzerinde, Kula ' dan 18 km sonra, levha olmayan bir sol sapaktan sapınca, kendinizi başka türde oluşumların içinde buluyorsunuz. Burgaz Volkanikleri, volkanik faaliyetlerin ilk evresi olması nedeniyle, yapı olarak en altında bazalt, üste doğru kum taşı ve tüf yapısına sahip . Üstteki doğal yapı, yağmur ve erozyonun etkisiyle aşınmış ve zaman içinde vadi yamaçlarında peri bacaları benzeri oluşumlar meydana gelmiş. Bunlar vadi içinde adeta doğal heykeller gibi.
Ankara-İzmir yolu üzerinde, Kula'ya 12 km mesafede, Emre köyündeki Carullah Bin Süleyman Camii, ziyaretçi için beklenmedik bir güzellik. 1547 tarihinde yapılan bu küçücük caminin içi, 1808-1821 yılları arasında Şeyh zade Abdurrahman Efendi adlı bir usta tarafından yapılan kalem işi duvar resimleriyle bütünüyle süslenmiş. Cami, namaz vakitlerinde açık ancak kapalıysa da, açtırmak için hemen caminin karşısındaki bakkal Mustafa Akın'a uğrayabilir ya da önceden onu arayabilirsiniz (Emre köyü, 0236 832 40 02).
17 Ağustos 2019 Cumartesi
AYVALIK
Ayvalık'ın büyüsü arka sokaklarında. Eğer Ayvalık'ın içindeki her kiliseyi tek tek görmek istiyorsanız, otellerde ve seyahat acentelerinde dağıtı lan kent haritalarından yararlanabilirsiniz . Dalkıran Mehmetağa Caddesi, evlerin önünde insanların oturduğu, balkonlarda biberlerin kurutulduğu yaşayan, güzel bir sokak, Fevzi Çakmak Caddesi de öyle. Taksiyarhis Kilisesi buraya yakın, hiçbir zaman camiye dönüştürülmemiş 130 yıllık bir kilise. Balık derisine çizilmiş değerli portreler ve ikonalar çalındığı için kilise kapatılmış. Geriye kalanlar İstanbul'daki Rum Ortodoks Patrik hanesi' nde.
Ayvalık sokaklarında beni şaşırtan iki bina daha var. Tarihe karışmış bir zenginliğin ve refahın sağlam bir göstergesi olarak, "görülmeye de ğer''. iki pansiyon. Birisi Fevzi Çakmak Cadde si'nde Bonjour Pansiyon diğeri de postanenin arkasındaki Yalı Pansiyon. 21O yıllık Yalı Pansiyon'da, bir dönem İtalyanlar, bir dönem de Yunanlılar yaşamış. Bonjour da 300 yıllık. Bir zamanlar Fransız sefarethanesiymiş.
Ayvalık iskelede, tekne turlarından boşalan kalabalığın, büfelerin ve satıcıların oluşturduğu duvarda belki bir delik bulur da, denizi ya da gün batımını yakalama şansını elde eder miyim diye debeleneceğinize, ya uçtaki Kanelo'da çay için ya da Çamlık yoluna girin. İskeleden Çamlık'a doğru ilerlemeye başladığınızda, asfalt yarılır da ortaya deniz çıkar sanki. Sağda deniz, solunuzdaysa güzelliği ve estetiği Fransız Rivierası'ndaki villalarla boy ölçüşebilecek denli etkileyici küçük saraylar art arda dizi lir. Rumlardan kalma bu konaklardan bazıları bir zamanlar bataklıkmış, şimdi hepsinin önünde birer cennet bahçesi uzanıyor. Bazıları hala harap. Çamlık, şehrin hemen kenarında, kente hakim bir tepede. Burada çamların arasında bir kır kahvesi ve belediye gazinosu var. Kahvenin yakınındaki Dondurmacı'nın sakızlı ve karadutlu dondurması meşhur.
Çamlık 'ın ilerisinde, Ayvalık'ın 8 km dışındaki Sarımsaklı, otel ve lokantaların olduğu hareketli, kalabalık ve popüler bir bölge. En kayda değer özelliği, 7 km'lik kumsalı. Denizin içi kum. Bu kumsal şeridinin en güzel noktası, 13 km mesafedeki Altınova.
Plajıyla ve çamların arasındaki piknik alanlarıyla burada vakit geçirmeye değer. Sarımsaklı yolu üzerinde, çok ilginç dev el şeklinde tabelalarla işaretlenmiş birçok yerin arasında, Şeytan Sof rası var. Sofra şeklindeki bu kayalık burundaki kafede, iğne atsanız yere düşmüyor. Şeytan Sofrası'na çıkan yol arabalardan tıkanıyor. Gün batımını seyreden kalabalığın görüntüsü ve gün batımının alkışlarla uğurlanması görülmeye değer. Manzara çok güzel ama tesis ve ortam bambaşka olabilirdi. Neden insanlar, örneğin Nil Nehri'nde olduğu gibi, şezlonglara uzanıp ellerinde şarap kadehleriyle, sükunet içinde, günü batırmasınlar?
Tepede Ayvalık tarafına doğru döndüğünüzde, tam karşıdaki ada, Osmanlı döneminde akıl hastanesi olarak kullanılan Tımarhane Adası.
16 Ağustos 2019 Cuma
BOZCAADA TARİHİ
BOZCAADA TARİHİ
"Tanrı, insanları uzun ömürlü olsunlar diye, Tenedos'u yaratmış" diyor Herodotos . Yılın 250-300 günü, poyrazın estiği adada, bunu söylemek için o kadar da iddialı olmak gerekmiyor. Bozcaada, feribotla yaklaşırken görünen, çirkin resmi binaların ve Baytur konutlarının dışında, bir adanın çağrıştırabileceği her şeye ve de fazlasına sahip. Masmavi bir deniz, balıkçı motorları, küçük kahveler, ıssız koylar, bağlar, bağ evleri, zakkumların, begonvillerin, sardunyaların taştığı arka sokaklar, beyaz badanalı taş Rum evleri, renkli cumbalı ahşap Türk evleri... Bağ bozumu zamanı atmosferi başkalaşıyor adanın. Bağlarda üzüm salkımları ağırlaşıyor, fabrikalarda, evlerde şarap yapılıyor .
Feribot, karayla bağlantının en önemli unsuru. Kışın, bazen kötü hava koşullarında, ada halkının bir hafta boyunca karşıya geçemediği oluyor. Yine feribotla yaklaşırken, adanın böylesine ağaçsız olması dikkatin izi çekebilir. Adada ağacın az olmasının nedeni, kuvvetli rüzgarlar. Özellikle, turizmle geçinen ada halkı için de önemli feribot. Her feribot gelişinde limanda, üzerinde pansiyon isimleri yazılı tabelaları tutanlar bekleşir. Her feribot yanaştığında, yataklara yeni çarşaflar konur. Bozcaada, tam anlamıyla turistik bir ada değil. Bazı bölgelerde rastlanan, turizmin verdiği o pişkinlik adada yok. Fiyatlar, turiste göre ayarlanmamış . Malını ısrarla satmaya çalışan satıcılar yok. Aşırı kalabalık yok. Sokaklarda, dükkan karmaşası ya da yüksek müzik sesi yok. Bu durum adanın doğal ve tarihi sit alanı olmasından kaynaklanıyor. Her ne kadar hissettirmese de, adanın ekonomik hayatında turizmin önemli bir yeri var. Buna rağmen, Bozcaada yönetimi, turistin adaya gelmesinin nedeninin eskiyi görmek olduğunu tam olarak kavrayabilmiş görünmüyor. Adanın silueti çok iç açıcı değil, bir zamanlar çirkin binaların yerinde değirmenler varmış. Yine bugün, hem güzel hem de işlevsel olan parke taşı yolları bozmaya yönelik bir eğilim hissediliyor. Şaraptan başka adaya özgü, hediyelik eşya yapılmıyor. Lisa'nın kafesinde gördüğüm, seramik üzerine naif ada resimleri yapan levhacı artık yaşlanmış. Adada, sayısı oldukça yüksek bir ressamlar topluluğu ve birkaç da resim galerisi var. Bunların arasında ilk kurulan, altı yıllık bir geçmişi olan Rengigül Sanat Galerisi. Sergilerin, her 15 günde bir değiştiği Rum Mahallesi'ndeki galeride, adada yaşayan ya da Türkiye'nin birçok yerinde üreten ressamların eserleri sergileniyor.
Bozcaada ve Gökçeada Çanakkale Boğazı'nın ağzında yer alıyor. Türkiye'nin Gökçeada ve Marmara Adasından sonra üçüncü büyük adası. Çanakkale'nin ve Türkiye'nin köyü olmayan tek ilçesi. Kıyıya, 6 km Çanakkale Boğazı'na ise, 19 km mesafede. En yüksek yeri 191 metre yükseklikteki Göztepe . Buradan, Truva, Çanakkale Boğazı'nın girişi, Gökçeada, Edremit Körfezi, Kaz Dağı ve Assos görülebilir. Bozcaada'nın eski adı, Tenedos. Deniz Tanrısı Poseidon'un çocuklarından Kiknos'un oğlu Tenes , kral babasına eş gelen kadına göz koydu diye bir kavalcı tarafından iftiraya uğradı ve babası tarafından bir sandığa kapatılarak denize atıldı. Tenes, bu adaya varıp, burada yaşamaya başladıktan bir süre sonra, babası gerçeği öğrendi. Af dilemek için, adaya geldi ancak gururlu Tenes, geminin halatını bir vuruşta kesip onu geri gönderdi. Tenes sürgün olarak geldiği bu adaya adını verdi.
Feribottan inince, merkeze doğru, soldaki Türk Mahallesi olarak da bilinen Alaybey Mahallesi, sağdaki ise Rum Mahallesi olarak bilinen Cumhuriyet Mahallesi. Kalenin ve limanın çevresinde evler var. Bağ evlerinin dışında, adanın büyük bir bölümünde yapılaşma yok. Adada yapılaşmanın kuralları var. Üç dönüme 80 m2 tek katlı eve izin veriliyor. Rum Mahallesi, 1800'Ierde büyük bir yangın geçirmiş. Amerikalı bir mimar tarafından mahalle yeniden planlanmış ve birbirini dik kesen sokaklar yapılmış. Aşağı doğru inen bazı sokaklar, limana, bazılarıysa kale arkası ya da arka deniz denilen barların sıralandığı kıyıya çıkıyor. Rum Mahallesi'nde 1869 tarihli bir kilise var. Kilisenin Venedikliler zamanında yapıldığı sanılıyor. Bahçedeki çan kulesi onarımda. Kilisenin yakınındaki bir taş evin kapısındaki levhanın üzerinde, "Sokrat'ın Evi" yazısı sizi şaşırtmasın. Burası, yaşamının büyük bir bölümünü adada geçiren Sokrat İncesu'nun evi. İncesu, Osmanlı ordusunda subaylığa kadar yükselen ve Çanakkale Savaşları'nda çarpışmış bir i. Bu mahallede, İstiklal ve Atatürk caddeleri görmeye değer. Adanın 1600'Ier den kalma iki camisini, Türk Mahallesi çevreliyor. Mahalledeki, iki tarihi hamam, 1960'Iara kadar kullanıldıktan sonra şarap fabrikası deposuna dönüştürülmüş. Ayrıca, iki katlı ahşap cumbalı evler ve bugün çocuk parkı olarak kullanılan Namazgah Meydanı da burada. Bozcaada Kalesi, Ege'nin en iyi korunmuş kalelerinden biri. Kesme taştan yapılan kale, tarih boyunca, Cenevizliler, Venedikliler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar tarafından savunma amaçlı kullanılmış. Kale gezilebiliyor. İçkalede ise, ada halkının desteğiyle kurulan, mütevazı bir müze var. Müzede, çanak çömlekler, eski şarap fıçıları, amforalar ve bir köy odasına ait etnografik eşyalar görülebilir. Kale ve müze, 10.00-18.00 saatleri arasında açık.
Bozcaada ve Gökçeada Çanakkale Boğazı'nın ağzında yer alıyor. Türkiye'nin Gökçeada ve Marmara Adasından sonra üçüncü büyük adası. Çanakkale'nin ve Türkiye'nin köyü olmayan tek ilçesi. Kıyıya, 6 km Çanakkale Boğazı'na ise, 19 km mesafede. En yüksek yeri 191 metre yükseklikteki Göztepe . Buradan, Truva, Çanakkale Boğazı'nın girişi, Gökçeada, Edremit Körfezi, Kaz Dağı ve Assos görülebilir. Bozcaada'nın eski adı, Tenedos. Deniz Tanrısı Poseidon'un çocuklarından Kiknos'un oğlu Tenes , kral babasına eş gelen kadına göz koydu diye bir kavalcı tarafından iftiraya uğradı ve babası tarafından bir sandığa kapatılarak denize atıldı. Tenes, bu adaya varıp, burada yaşamaya başladıktan bir süre sonra, babası gerçeği öğrendi. Af dilemek için, adaya geldi ancak gururlu Tenes, geminin halatını bir vuruşta kesip onu geri gönderdi. Tenes sürgün olarak geldiği bu adaya adını verdi.
Feribottan inince, merkeze doğru, soldaki Türk Mahallesi olarak da bilinen Alaybey Mahallesi, sağdaki ise Rum Mahallesi olarak bilinen Cumhuriyet Mahallesi. Kalenin ve limanın çevresinde evler var. Bağ evlerinin dışında, adanın büyük bir bölümünde yapılaşma yok. Adada yapılaşmanın kuralları var. Üç dönüme 80 m2 tek katlı eve izin veriliyor. Rum Mahallesi, 1800'Ierde büyük bir yangın geçirmiş. Amerikalı bir mimar tarafından mahalle yeniden planlanmış ve birbirini dik kesen sokaklar yapılmış. Aşağı doğru inen bazı sokaklar, limana, bazılarıysa kale arkası ya da arka deniz denilen barların sıralandığı kıyıya çıkıyor. Rum Mahallesi'nde 1869 tarihli bir kilise var. Kilisenin Venedikliler zamanında yapıldığı sanılıyor. Bahçedeki çan kulesi onarımda. Kilisenin yakınındaki bir taş evin kapısındaki levhanın üzerinde, "Sokrat'ın Evi" yazısı sizi şaşırtmasın. Burası, yaşamının büyük bir bölümünü adada geçiren Sokrat İncesu'nun evi. İncesu, Osmanlı ordusunda subaylığa kadar yükselen ve Çanakkale Savaşları'nda çarpışmış bir i. Bu mahallede, İstiklal ve Atatürk caddeleri görmeye değer. Adanın 1600'Ier den kalma iki camisini, Türk Mahallesi çevreliyor. Mahalledeki, iki tarihi hamam, 1960'Iara kadar kullanıldıktan sonra şarap fabrikası deposuna dönüştürülmüş. Ayrıca, iki katlı ahşap cumbalı evler ve bugün çocuk parkı olarak kullanılan Namazgah Meydanı da burada. Bozcaada Kalesi, Ege'nin en iyi korunmuş kalelerinden biri. Kesme taştan yapılan kale, tarih boyunca, Cenevizliler, Venedikliler, Romalılar, Bizanslılar ve Osmanlılar tarafından savunma amaçlı kullanılmış. Kale gezilebiliyor. İçkalede ise, ada halkının desteğiyle kurulan, mütevazı bir müze var. Müzede, çanak çömlekler, eski şarap fıçıları, amforalar ve bir köy odasına ait etnografik eşyalar görülebilir. Kale ve müze, 10.00-18.00 saatleri arasında açık.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)