İşte yıllardır görmeye can attığım evlerin içindeyim. Evler yamaçlara yerleştirilmiş, belliki hepsinden deniz görünüyordu . Her duvarda, her taşın altında Romalıların nasıl yaşadığına dair ipuçları var. Hayal gücümü Cengiz Bey'in verdiği bilgilerle destekliyorum; "Bak, nasıl bizde mefruşat, perde, halı var, Romalılarda da evin süsü belli ki, duvardaki freskler ve yerdeki mozaiklerde. Şu duvara bak, duvar kağıdı gibi, yenilik yapmak istendikçe eskisinin üzerine yeni duvar resmi yapılmış."
Hiç arkeoloji ve tarih sevmesenizde, Efes'e ve bu yamaç evlere kayıtsız kalamazsınız. Efes, Antikçağ'ın en ünlü şehirlerinden biriydi. Bugünde dünya üzerinde, gezenlerin büyülendiği ve seyahatlerinin doruk noktası olduğunu söyledikleri bir yer. Örneğin, Yunanistan'da, birçok tarihi yer gezmiş olan turistler, tüm Yunanistan'da gezdikleri arkeolojik kalıntıların toplamının Efes kadar olmadığını söyler.

Efes'te 2000 yıl önceki, mermer caddelerden geçen at arabalarını, mozaik kaldırımlarda togalarını ve sandaletlerini giymiş Romalıları, caddenin iki yanında yamaçlara kurulmuş fresk ve mozaiklerle bezenmiş evleri hissedebiliyorsunuz.
Bu büyülü kapıdan girebilmek için turistin tek anahtarı rehberdir. Rehberin, turistin gözünde bir yeri nasıl canlandırdığı, sorulara verdiği cevaplar önemlidir. Çünkü gemilerle günübirlik gelen turistlerin Türkiye hakkında çok az bilgi si vardır. Bazen buradan ayrılırken hala bir Yunan adasında olduklarını sanır bu insanlar.
Efes'in Kuretler Caddesi'nden iniyorum . Bu caddenin sonundaki Celsus Kütüphanesi beni hep büyülemiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder