Tatil Rehberi blog sayfamızda sizler için tüm dünyayı geziyor ve gördüklerimizi size aktarıyoruz.
31 Ağustos 2019 Cumartesi
Bodrum Mavisi
Bodrum bir öncüydü. Biçime takılmadan, denizin ortasında ya da kıyısında özgür ve sade bir yaşamın simgesiydi. Müzik yapılan, kitap yazılan, balığa çıkılan, sorgusuz sualsiz rüzgara kaptırılan, keşiflere yelken açılan bir yerdi. Parıltılı terliklerle değil sandaletlerle dolaşılır, siyah gömlekler yerine krem rengi, tiril tiril buldanlar giyilirdi. Çarşısında minik dükkanlar, gerçek barlar vardı. Barlar sokağa taşar, müzikler Akdeniz'e uzanır, cin-toniğin içine bir dilim yeşil mandalina atılır, turistlerle yerliler kaynaşır, hayat yenilenirdi. Hadigari'ye gi dilirdi, manzarası olmasa da ruhu vardı. Tahta bar taburelerinde herkes rahattı. Sabah erkenden, Yunuslar'dan alınan poğaçanın yanında, Denizciler Kahvesi'nde çay içilirdi.
Kaldığım Bodrum evinin begonvilli penceresinden, gece dışarı bakarken bunlar geçti aklımdan. Halikarnas Balıkçısı, sürgüne gönderildiği yerin güzelliğinin hep farkında oldu ve Bodrum'un gerçek değerini ortaya çıkarmak için çok uğraştı. Dünyanın yedi harikasından biri olan ve birçok parçası, askerı kraliyet gemisiyle British Museum'a götürülen Halikarnasos Mausoleionu'nu geri istemek için Kral Edward'a yazdığı mektup ta, "Bu tapınak ancak Halikarnas denizinin mavisiyle güzeldir, onu bize iade edin" diyordu. Kral Edward'ın cevabıysa, "Evet, çok haklısınız; bu yüzden biz de tapınağın bulunduğu salonun duvarını Bodrum mavisine boyamaya karar verdik" oldu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder