3 Eylül 2019 Salı

Bodrum - Türkbükü


Siz, Türkbükü hep böyle miydi, sanıyordu­nuz? Dört yıl öncesine kadar Türkbükü, sa­natçıların, entelektüellerin, aydınların, eğitim­li orta sınıfın geldiği, sükunet ve sadelik peşinde olanların aradığını bulduğu, kendi ha­linde güzel bir koydu. Burayı sevenler ve köy­lüler coğrafi bir güzelliği paylaşıyordu. Aslın­da bu kadar basitti.

Türkbükü'nde 20 yıldır var olan bir bar vardı; Ship Ahoy. Sosyalleşmek, eğlenmek, dans et­mek için buraya gidilirdi. Burası herkesindi. Ve herkes bir köyde yaşadığının farkındaydı. Burada çeyrek asırdır turizm yapanlar, zaman içinde, kendi imkanlarıyla geliştiler.

Bir gün, çizgisi ve duruşuyla Bodrum'un sim­gesi olmuş Mavi Bar'ın sahibi, burada aynı isimle bir otel-bar-restoran açtı. O günden sonra Türkbükü için hiçbir şey eskisi gibi ol­madı. Çünkü buraya canlı müzik izni verilmiş­ti. İleriyi görebilenler, kaymakama bunun doğru bir karar olmadığını söylediler ama din­letemediler. Mavi'de müzik başladı. Müşteri kaybetmekten korktuğu için Ship Ahoy da müziğin sesini yükseltti. Bu arada bugünkü beş yıldızlı otel, Divan Palmira'nın temelleri atılmıştı bile. Ardından buraya gelen İstanbul­ lu işletmeciler, tahta platformlarla, denizin üzerine kendi plajlarını yaptı. İnsanların geçiş yollarının üzerine de, İstanbul'dan getirdikle­ri bodyguard'larını koydular. Köprünün öteki tarafındaki sokak lambaları işletme sahipleri tarafından "romantizm" adına söküldü. Türk­bükü'ne yerleşilmişti. Artık rekabet zamanıydı. Müşteri grubu İstanbul ' un en zenginleriy­di, fiyatlar yukarı fırladı. Birkaç canlı müzik ya­pan işletme daha eklendi. Buranın eskileri, ilk iki yıl bu kabustan uyanmaya çalıştı. Şu­na inandılar ; bu bir yanlıştı ve elbette daha fazla süremezdi. Evlerinde, sabah üçlere kadar sevmedikleri bir müziğe mahkum ol­dular. Dört sene oldu, artık köprünün o ta­ rafı ve bu tarafı var . En son darbe olarak da koya Türkçe pop girdi. Buradan gelip geçenlerin isimlerine bir bakın; Örsan Öy­men, Aydın Emeç, Yaman Okay, Selahattin Hilav, Vedat Türkali, Dürnev Tunaseli, Bedri Karaman, Ömer Uluç, Fethi Naci ve di­ğerleri... Siz , Türkbükü hep böyle miydi sa­nıyordunuz?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder