10 Eylül 2019 Salı

Mısır ve Sudan'da İngiliz Etkisi


İngiliz-Mısır yönetimindeki Sudan'dan ülkenize evcil bir Afrika domuzu ya da zürafa götürmek isterseniz, önce İngiliz makamlarından izin almanız gerekir.

Ayrıca İngilizler yabani hayvan avının ticari amaçlarla istismar edilmesini önlemek için denetim altında tutarlar. Fildişi ve tüy için fillerin ve deve kuşlarının avlanması sıkı bir şekilde denetlenir; hayvan postlarının alınıp satılması ve av hatırası olarak alıkonulması yasaktır. Yakalanmış yabani hayvanların hayvanat bahçelerinde ve parklarda sergilenmek üzere dış ülkelere satılması, makul sınırlarda tutulur.

Mısır'ın et ihtiyacının büyük bölümünü Sudan karşıladığı gibi, Mısır'a tarımsal gıda sağlamak için de ülkenin binlerce hektarlık toprağında pompayla sulamaya geçilmiştir. Çünkü bir araştırmacının da dediği gibi, Mısır halkının banknot ve pamukla karnını doyurması mümkün değildir.

Mısırlılar, Sudan'ın Mısır'ın ayrılmaz bir parçası olduğunu söylerler.

Ama bu ülke peş peşe yönetime gelen hıdivler tarafından fethedilmiş, kötü yönetilmiş ve kaybedilmiştir. Mısır, ülkeyi yıllar boyunca fildişi, altın ve köle ticareti için sömürmüştür. Sudan hem sosyal hem de etnolojik bakımdan Mısır'dan farklıdır.

Sudanlılar Mısırlılardan hoşlanmazlar; onlara göre tek ortak noktaları her ikisinin de hayatta kalabilmek için Nil'in sularına bağımlı olmasıdır. Tam şu sıralarda, Sudan'da Nil üzerine yeni barajlar inşa edilmesine yönelik tasarı, Mısır'da büyük heyecan yaratıyor. Fellahlar, bu tasarı ile eskiden kalma sulama haklarının bazılarını kaybetmekten korkuyorlar.

Su, en uygun koşullarda bile Mısır'da her zaman bol bulunmaz.

Britanya, 1899'da yapılan bir antlaşma uyarınca Sudan'a Mısır'la birlikte himaye ediyor; ama ülkeyi aslında İngilizler yönetiyor. Sudan tarım açısın- dan bir fırsatlar ülkesi, bir gün Mısır gibi bir pamuk ülkesi haline gelebilir.

Kahire ve Londra'da, Mısır meselelerinden söz edildiğinde insanların aklına genellikle siyaset ve tarım gelir. Buna karşın pek çok Amerikalı için Mısır hâlâ Sfenks'in ve semazenlerin yurdu, mumyaların ve skarabelerin diyarı, uzun zaman evvel İsrailoğulları'nın dertlerinin ilk başladığı yer ve beyaz elbiseler içindeki şeyhlerle develerin çöllerle kaplı diyarıdır.

Ama yine de Mısır'ı bilen ve Nil'in büyüsüne kapılmış olan sizler, piramitleri gördüğünde gözlerinden yaşlar boşanan bu Fransız'ı mazur görebilirsiniz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder